◊ Alek, bu belgeseli üstlenme sürecinizden bahseder misiniz? “Doğruluk mu Yürek mi” belgeselini yaptıktan sonra, “Bir daha asla müzik belgeseli yapmayacağım” demiştiniz… Fikrinizi değiştiren ne oldu?
– Alek Keshishian: Evet, bir daha asla müzik belgeseli yapmayacağımı söyledim ve sözüme sadık kaldığım için sahiden memnunum zira bunun o denli olmadığını düşünüyorum… 2016 yılında Selena, bana bu belgesel teklifiyle geldiğinde çok gerçekçi ve savunmasız olduğu için ona karşı tabularımı yıktım, eridim. Birden fazla pop yıldızının bilakis, Selena’nın zırhı yok, bu beni hayrete düşürdü.
◊ Hayatınızı tüm dünyayla paylaşmak nasıl bir histi?
– Selena Gomez: Bütün bedenim titriyor, inanılmaz gergin hissediyordum. Benim için çok sıkıntı olacağını düşündüğüm için belgeseli birinci gösterime girdiği gün herkesle birlikte izlemedim lakin onur duydum. Bu kadar ilgi göreceğini asla beklemiyordum.
◊ Alek’le bu türlü bir belgesel yapmak için size ne ilham verdi, nasıl bir ortaya geldiniz?
– Selena Gomez: “Doğruluk mu Cüret mi” belgeselini izledim. Alek ile daha evvel menajerim Arlene aracılığıyla tanışmıştım. Ayrıyeten benim bir müzik görüntümü da yönetti ve “Belki de bir turne belgeseli yapmalıyız” dedik. Ve çok geçmeden cinsten çok daha fazlası olduğunu fark ettik. Hayatımdaki hoş, karmaşık, trajik anlara nazik davrandı ve içinden geçtiğim süreci Alek’le paylaşırken kendimi rahat hissettim. Onu çok seviyorum.
KENDİMİ BİR NEVİ FEDA ETTİM
◊ Alek, bir sinema imalcisi olarak Selena ile hiç uyuşmazlığa düştünüz mü yoksa kameralar 7/24 daima açık mı kalıyordu?
– Alek Keshishian: Böyle sonlar yoktu. Ona bu türlü hudutların olmadığını anlatmıştım. Bu yüzden bana birinci geldiğinde onu caydırmaya çalıştım. Lakin ona çok derin bir hürmetim vardı. Sömürücü bir şey yapmaya çalışmıyordum. Onu rahat olmadığı bir yere itmeye çalışmıyordum. Ve bağlantımız, bizim rahatlık düzeyimiz ve onun rahatlık düzeyi çekime devam ettikçe arttı. Bir üretimden da tüm umabileceğim şey buydu.
◊ Selena, sinemada size ‘sosyal medyanın kraliçesi’ dedikleri bir replik var. Neden hayatınızı dünyayla paylaşmak istediğinizi merak ediyorum…
– Selena Gomez: Biri bana ‘hayatımı çok fazla göz önüne serdiğini düşünmüyor musun’ diye sordu ve palavra söylemeyeceğim; tahminen de bu durumu kabullenmemin korkutucu olduğu birkaç an vardı. Lakin umarım beşerler buradaki hedefimin ilişki kurmak olduğunu anlar. Yaşadığım her deneyimin öteki insanlara yardım etmesi gerekiyordu. Her vakit umursadığım tek şeye, yani insanlara yardım etmeye devam edeceğimi söylüyorum. Bu yüzden, insanların sıkıntı konuşmaları yapabilmesi için kendimi bir nevi feda ettim.
◊ İnsanlara yardım etmek için burada olduğunuzu söylüyorsunuz. Bu sinema muhakkak onlara yalnız olmadıklarını hissettirecektir…
– Selena Gomez: Umarım beşerler, tahminen de bir aile, bu belgeseli izler izlemez birbirleriyle çabucak bir sohbete başlar. Pandemi sırasında beşerler bir izolasyon dönemindeydi ve birinci sefer depresyon, tasa yaşıyorlardı.
Ve bunun üzere bir belgeseli yayınlamak için hakikat an olduğunu düşündüm. Zira birçok insan depresyon ve telaş anında kendine şu soruları sorar, “Peki ne yapmalıyım? Nasıl yardım alabilirim?” Ben de onlara durmak zorunda olmadıklarını, hayatlarına devam etmeleri gerektiğini göstermek için elimden gelenin en uygununu yapıyorum.
UMARIM BU BELGESEL BİZE İNSANLIĞIMIZI HATIRLATABİLİR
◊ İkinize de soracağım ancak birinci siz Alek, bu belgeselden ne umduğunuzu söyleyin lütfen.
– Alek Keshishian:
Tanrım, çok önemli görünmeden cevaplamaya çalışmam gerekiyor lakin elimde değil. Bence pek çok insanın karanlık, yalnız hissettiği bir vakitte yaşıyoruz ve hiçbir şey beni birinin bunu izleyip kendini umutlu hissetmesi kadar, beşere dayalı gücün farkına varması kadar keyifli edemez. Her seferinde bir ilişki bu türlü bir fark yaratabilir ve bize insanlığımızı hatırlatabilir…
◊ Selena, sıra sizde…
– Selena Gomez:
Bu sıkıntı bir soru. Umarım beşerler gereğince düzgün hissetmemenin, karmaşık hissetmenin ve tüm fecî hisleri hissetmenin sorun olmadığını düşünürler. Bu yalnızca kendinizle nasıl konuştuğunuzla, nasıl yardım aradığınızla, öteki beşerlerle nasıl konuştuğunuzla, daha sağlıklı bir ilgiye sahip olmakla ilgili. Umarım insanların “Hey, akıl sıhhatim hakkında bir şeyler söylemek istiyorum. Bunun hakkında konuşmak istiyorum” deme üzere bir yürekleri olur. Zira bu, birinin yapabileceği en cesurca şeylerden biri.
Ve şayet bir kişi bu sinemadan etkilenirse, yalnızca bir bireye yardım edebilecekse, kendimi en şanslı kız olarak kabul ederim.
◊ Selena son olarak, sineması izleyen ve dünya çapında süperstar olmayı planlayanlara ne tavsiye edersiniz?
– Selena Gomez:
Kime tavsiye vereceğimi bilmiyorum. Dürüst olmak gerekirse, her birinize tek tek teşekkür etmek istiyorum.
Cevapların bende olduğunu söylemiyorum. Söyleyebileceğim güçlü bir konuşmam bile olduğunu söylemiyorum.
Bana bir sorumluluk verdiğinizi söyleyebilirim ve bunu çok derinden taşıyorum ve elimden gelenin en güzelini yapmak için çalışıyorum.
Ama herkesin bilmesini istediğim tek şey, insanların tam olarak oldukları üzere kâfi oldukları, pahalı oldukları, sevgiyi, dayanağı hak ettikleridir.
İnsanların hissetmesini istediğim tek şey bu.
İLK SEFER BİRİNİN GÜNLÜKLERİMİ ALMASINA MÜSAADE VERDİM
◊ “My Mind and Me” müziği belgesel için mi yazıldı?
– Selena Gomez: Evet… Değişikti zira birinci kere birinin günlüklerimi almasına nitekim müsaade vermiştim. Talih yapıtı, olağanüstü yapımcılarla çalışıyorum. Birlikte “My Mind and Me”yi yaratabildik. İçinden geçtiğim şeyin eksiksiz bir örneği olduğunu hissediyorum ve çok hoştu. Ve sonra, sinemaya bu ismi verdik.
– Alek Keshishian: Şarkıyı duyar duymaz “Belgeselin ismi bu olur” dedim. Şarkıyı o kadar çok sevdim ki sinemadaki her müziği ipucu olarak kullandım.