İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu, Silivri Seymen Çöp Sızıntı Suyu Arıtma Tesisi’ni hizmete açtı.
İmamoğlu, burada yaptığı konuşmada “21. yüzyıla yakışan bir kent olmayı başaracağız. Kentsel, çevresel, toplumsal risk ve tehlikelere karşı vatandaşımızı bilinçlendirerek daima birlikte gayret etmek istiyoruz. O bakımdan, İstanbul’un tahminen de en büyük tehdidi olan, siyasal bir kısım buluşmalarda ihmal etmeksizin ‘Kanal İstanbul’ ismini anan herkese de buradan sesleniyorum: Bu riski de milletçe, 16 milyon İstanbulluyla bertaraf edeceğiz. İstanbul’un hafızasından ve gündeminden bunu kaldıracağız” dedi.
İmamoğlu, konuşmasında şunları söyledi:
“İstanbul’un dere yataklarının daha fazla yapılaşmasına müsaade vermemek, korumak, geliştirmek ve bilhassa yeşil alanlarıyla hayat vadilerine dönüştürme sıkıntısını çok önemsiyoruz. Bunun için ağır bir efor içerisindeyiz. Silivri Boğluca Hayat Vadisi’nin birinci ve ikinci etaplarını açtık. Vadinin 3 ve 4. etaplarını ise Silivri Belediyesi tamamlayacak. Şöyle bir durum var; Boğluca Hayat Vadisi’nin yarısını bir partinin mensubu olan bir belediye yapmış olacak, öteki kısmı de diğer bir partinin mensubu olduğu Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılmış olacak. Pekala şöyle mi olacak? Yani yarısını o partinin mensubu olan vatandaşlar kullanacak, başka yarısını da diğer partinin mensubu olan vatandaşlar mı kullanacak? Hayır. O bakımdan tam da bu manada Silivri Belediyemizin sağduyulu davranışı, iş birliği yapması ve birlikte iş üretmek kabiliyetini ortaya koyarak, bizimle birlikte masada düşünerek paylaşımda bulunmasını takdirle karşılıyor ve pahalı buluyorum. Hepinizin huzurunda Sayın Başkan’a teşekkür ediyorum.
SİYASİ PARTİLER, SÜREÇLERE DAİR ARAÇTIR: Zira siyasi hesapların değil, vatandaşımızın çıkarlarının önde tutulduğu bir süreci var edersek işte o vakit vatandaşımız çıkarlı çıkar, milletimiz yararlı çıkar. Memleketimiz, yöremiz, ilçemiz, İstanbul’umuz ve Türkiye’miz yararlı çıkar. Bizlerin bugün ortaya koyduğu hizmetler, lakin bunun ismi Silivri olsun, lakin Büyükşehir Belediyemiz olsun, lakin Türkiye Cumhuriyeti devletimizin hükümeti olsun, ortaya konan çalışmalar, yararlı iş birlikleri, projeler, üretimler, milletimize aittir, vatandaşımıza aittir. Bir siyasi partinin projesi olamaz. Siyasi partiler, süreçlere dair araçtır.
PROJELERİN GECİKTİRİLMESİNİN YAHUT YAPILAMAMASININ BEDELİ AĞIR: Bu proje, evvelki devir hazırlanmış, projelendirilmiş, 2018 başında başlatılmış ve kontrata nazaran de 32 ayda bitirilmesi gereken bir projedir. Lakin biz, 2019’da, yarı mühletinden daha fazlası geçtiği bir periyotta, ne yazık ki bu projeyi yüzde 3 bitirilme oranıyla teslim aldık. Yani biz misyona geldiğimizde, sahanın kısım hafriyatı alınmıştı. İstanbul üzere bir metropolde projelerin geciktirilmesinin yahut yapılamamasının bedelinin ne kadar ağır olduğunu bilen bir idareyiz. Süreci hassasiyetle ele aldık, bugünkü noktaya getirdik. Ve ileri düzeyde bir arıtma teknolojisine sahip projeyi hayata geçirmenin gururunu yaşıyoruz.
YÖNÜMÜZÜ SIFIR ATAĞA HAKİKAT ÇEVİRMİŞ BİR ŞEHİRİZ: Kentin Anadolu Yakası’nda bulunan Şile Kömürcüoda’daki çöp depolama alanında da benzeri bir tesisin inşasına süratlice başlayacağız. Arkadaşlarımla konuştuğum üzere; buradaki üzere bir imalat müddeti değil, bir yılı biraz aşkın bir imalat müddetiyle oradaki bu sorunu da sıfırlamış olacağız. Kömürcüoda, yıllardır var. Oradaki çöp sızıntı suyu sorunu, yalnızca orada lokal bir alanda kalmıyor. Burada olduğu üzere, denize kadar, etraftaki doğayı kirleten bir kavramı Kömürcüoda’da da bertaraf edebilmenin inşallah gururunu yaşayıp, Anadolu Yakası’nda da sorunu sıfırlamış olacağız. Bütün bunlar, İstanbul üzere atıkların yüzde 68’inin ne yazık ki tertipli depolama usulleriyle bertaraf edilmesi prosedürünün ortaya konduğu bir kentte, kıymetli yatırımlar. Biz de tarafımızı sıfır atağa hakikat çevirmiş bir kent olarak, umuyorum ki çok süratli hareketlerle 21. yüzyıla yakışan bir kent olmayı başaracağız. İstanbul’un bu manada ivedisi var ve kaybedecek bir anı bulunmuyor. Her alana süratli el atmak istiyoruz. Her mevzuda esaslı tahlilleri hayata geçirmek istiyoruz. Kentsel, çevresel, toplumsal risk ve tehlikelere karşı vatandaşımızı bilinçlendirerek daima birlikte gayret etmek istiyoruz. O bakımdan; İstanbul’un tahminen de en büyük tehdidi olan, siyasal bir kısım buluşmalarda ihmal etmeksizin ‘Kanal İstanbul’ ismini anan herkese de buradan sesleniyorum: Bu riski de milletçe, 16 milyon İstanbulluyla bertaraf edeceğiz. İstanbul’un hafızasından ve gündeminden bunu kaldıracağız” (HABER MERKEZİ)