İZMİR – Ege 78’liler Teşebbüsü, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin 42’inci yıldönümü hasebiyle basın açıklaması düzenledi. Konak Eski Sümerbank önünde düzenlenen açıklamaya, bir çok siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi de katıldı.
Ege 78’liler Teşebbüsü İdare Heyeti ismine açıklama yapan Emine Sözüdoğru, 12 Eylül Darbesi’nin üzerinden 42 yıl geçtiğini lakin 12 Eylül rejimi zihniyetinin katlanarak sürdüğünü söz etti.
‘SAVAŞIN KISA MÜDDETTE BÜYÜMESİNİN KAYNAKLARINDAN BİRİ DİYARBAKIR CEZAEVİ’
Türkiye siyaseti ve siyasetçilerinin 42 yıldır ülkeyi tekçi darbe anayasası, darbe maddeleri ve yönetmelikleri ile yönettiğini lisana getiren Sözüdoğru, “1960 -1980 yılları ortasında ortasındaki toplumsallığın, yurttaşlık ve hukuk şuurunun bir ölçüde ortaya çıktığı göreceli demokratik süreç, 12 Eylül Darbesi üzerinden tasfiye edildi. Toplum ve devlet, siyasal ve askeri sıkıntı kullanılarak anti-demokratik, totaliter bir anlayışla yine düzenlendi” dedi. 1983 yılında ‘Kontrollü Demokrasi’ye geçilirken askeri cuntanın, Ulusal Güvenlik Konseyi’nin (MGK) yetkilerini artırarak, daima iktidar ortağı haline getirildiğini lisana getiren Sözüdoğru, kelamda sivil hükümetlerin ise ‘Ulusal Güvenlik Rejimi’ çerçevesinde iktidarı darbe rejimiyle bölüşmeye istek gösterdiğini kaydetti.
Darbecilerin ayrımsız, muhalif ya da farklı her bölüme karşı uyguladığı ölçüsüz şiddetin cevabının, 1984’den sonra patlak veren ‘Kürdi savaş’ olduğunu belirten Sözüdoğru, “Bu savaşın kısa müddette büyümesinin ana kaynaklarından biri, azap kampına dönüştürülen Diyarbakır 5 No’lu Askeri Cezaevi oldu. Mamak, Metris ve Türkiye’nin her yanına yayılan sayısız askeri cezaevinde inanılmaz bir şiddet uygulandı. Bunlar kayda bile geçmedi” dedi.
‘12 EYLÜL’ÜN YARGILANMAYIŞININ BEDELİ 15 TEMMUZ VE TEK ADAM REJİMİ OLDU’
12 Eylül sonrası eşitlikçi, beşere ve kardeşliğe dayalı yüksek bedeller tasfiye edilerek, para, statü ve güce dayalı aşağı pahalar sisteminin önünün açılması planlandığını tabir eden Sözüdoğru, darbe sonrası gençliğin bu aşağı bedeller kuşatması altında yetiştiğine dikkat çekti.
Siyaset yapma ile çıkar sarmalları ortasında çürümenin iç içe geçtiğini de belirten Sözüdoğru, “Bu durum siyaseti çürüttü. Çürüme, sonunda tüm kurumları sarmalı içine aldı. Bütün bunların bedeli 12 Eylül darbeciliğinin yargılanamayışı oldu. 12 Eylül’ün darbeciliğinin yargılanamayışının bedeli 28 Şubat, onun da bedeli 15 Temmuz darbe teşebbüsü ve tek adam rejimi oldu” dedi. Sözüdoğru, darbecilerin ve işkencecilerin yargılanması gerektiğini vurguladı. (DUVAR)