Kahramanmaraş merkezli Türkiye’nin 10 vilayetini vuran sarsıntının simgesi olan Mesut Hançer, elini tuttuğu kızını ve ailesini kaybetti. Yaşadığı acıyı anlatan Hançer, “Kendi ellerimle mezarını açıp da toprağa koymak tanım edilemeyecek kadar sıkıntı bir şeymiş.” dedi.
Hançer, kızını kurtarma eforunu şöyle anlattı:
“Evladım üç gün evvel babaannesine gezmeye gitmişti. Üçüncü gün gece yarısı 7’si birden beni tek başıma burada bırakıp gittiler. 6’sının gidişi çok farklı oldu fakat 7’incisinin gidişi… Çok makûs gitti. Evladım benim canımı, ciğerimi, kolumu, kanadımı aldı gitti. Ellerimle evladımı toprağa vermek daha berbatmış. Anneyi, babayı, kardeşi toprağa vermek daha farklıymış ancak evladı vermek daha farklı. Kendi ellerimle mezarını açıp da toprağa koymak tanım edilemeyecek kadar sıkıntı bir şeymiş.
Annemin meskeni art tarafta olduğu için enkaz kaldırma imkanı zordu. AFAD ve jandarma ile görüştüm. Baktılar ‘Buraya kepçe veremeyiz’ dediler. Oraya hiçbir türlü kepçe girme imkanı yoktu. ‘Buraya kepçe vurduğumuz an bina tam dağılır’ dediler.
‘Bana kepçeyi verin evladımı çıkaracağım’ dedim. ‘Buraya kepçe vurduğumuz an bina dağılır. Sana bir takım vereceğim. Bilek gücümüzle evladını kurtarmaya çalışacağız’ dediler.
Kazmayla kürekle kırarak akşama kadar uğraştılar evladımı çıkardık. Çapraz düştüğü için kepçe ya başını ya belini koparırdı. Elini hiç bırakmak istemedim. Tuttum tahminen çıkar diye çabaladım ancak bir melek üzere yatağında uyuyordu kızım. Acı çekmeden gitti. Tek avuntum bu. Elini tuttum, yüzünü sevdim lakin dermanım yoktu öteki.”