CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Bursa Yıldırım’da; “Şu soru gelebilir aklınıza. ‘Neden Cumhurbaşkanı adayınızı çabucak belirlemiyorsunuz’ diye. Hayır efendim. Evvel bir hükümet programının ortaya çıkması lazım. Neleri yapacağımızı millete anlatmamız lazım. Olay bir Cumhurbaşkanı olayı değildir. Olay Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tekrar ayağa kalkması olayıdır. Siz iktisatta ne yapacağınızı, adaleti nasıl sağlayacağınızı, işsizliği nasıl önleyeceğinizi söylemezseniz…. Teknoloji ihtilalini nasıl sağlayacağınızı söylemezseniz, o vakit neyi yapacaksınız? İlla bir aday olsun. Aday, ne olacak ki… Ali olur, Veli olur. Ancak memleketi ayağa nasıl kaldıracağınızı söylemeniz lazım… Ondan sonra bir Cumhurbaşkanı adayı belirleriz” dedi.
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Bursa’nın Yıldırım ilçesinde kanaat liderleri, muhtarlar ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile bir ortaya geldi.
Etkinlikte, Bursa’nın Yıldırım ilçesine bağlı Karapınar ve Değirmenönü mahallelerindeki kentsel dönüşüm mağdurları pankart açtı, Kılıçdaroğlu’ndan yardım istedi. Pankartta, “Kamulaştırma nedeniyle Büyükşehir Belediyesi’nin bu binaya verdiği bedel 1 milyon 475 bin lira” tabirlerinin yazılı olduğu görüldü. Kılıçdaroğlu; yurttaşlarla görüşüp, problemleri ile ilgili bilgi aldı.
Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada; şunları söyledi:
“Güzel Bursa’mızın bu bölgesinde, oyumuzun çok düşük olduğunu biliyorum. Yüzde 2. Dediler ki ‘Nerede toplantı yapalım?’ Yıldırım’da yapalım. Bizim oyumuzun düşüklüğü Yıldırım’ın kabahati değil, bizim kabahatimiz. Sen gittin sofrasına oturdun, çayını ve kahvesini içtin de sana oy mu vermediler? Gideceksiniz, oturacaksınız, konuşacaksınız, vatandaşın derdiğini dinleyeceksiniz, tahlil varsa tahlilini söyleyeceksiniz. Yani kısaca helalleşeceksiniz, ‘Ya arkadaş bir eksiğimiz, kusurumuz, kabahatimiz vardı. Gelmedik, dinlemedik. Ankara’da oturduk, nutukları attık, bize oy verin.’ Vatandaş oy vermiyor. Gideceksin, oturacaksın, kaygısını dinleyeceksin, tahlili anlatacaksın, ondan sonra vatandaş elini vicdanına koyup oy verip vermemekte özgür olacak. Ancak evvel düşünmesine imkân vereceksin.
‘Halk saraylarda oturmalıdır’
Her birimiz, şöyle yahut bu türlü; bulunduğumuz bölgeden büyük kentlere geldik. Ben de öğrenciliğime, Van’ın Erciş ilçesinde ilkokula başladım. Tunceli’de ilkokul dörtte okudum. Beşinci sınıfı Bingöl’ün Genç ilçesinde, ortaokulu Genç ilçesinde. Ticaret lisesini Elazığ’da, üniversiteye geldiğimde de Ankara’ya. Ondan sonra da kamuda misyon yaptık, İstanbul, Ankara derken vazifemizi sürdürdük. Sonra da baht bizi siyasette buluşturdu.
Dolayısıyla Türkiye’nin 7 bölgesini yeterli bilen, meselelerini düzgün bilen ve tahlil için gayret harcayan bir kardeşiniz olduğumu unutmayın. Benim saraylarda oturmak üzere bir derdim yok. Saraylarda birisi oturacaksa, bu millet sarayda oturmalı, halk saraylarda oturmalıdır.
Eğer bu coğrafyada bir çocuk yatağa aç giriyorsa, bir anne ve babanın evladı işsizse; o meskende huzur olmaz. Huzurun olmadığı yerde, rahmet olmaz. Herkesin işi, aşı olmalı. Bu sizin hakkınız aslında. Talep etmeyi bilmek gerekiyor. Ne demek hakkınız? Anayasa unsur 49. ‘Çalışmak herkesin hakkıdır’ diyor. Ben çalışıyorum, bu hakkım. Siz hak talebinde bulunduğunuz vakit devletin yönetenlerin size o hakkı teslim etmesi lazım, size iş bulması lazım. Size iş bulmuyorsa Anayasal vazifesini yerine getirmiyor demektir.
Üniversiteyi bitirmek kolay değil. Boğazından kesiyor; evladım okusun, yeterli yerlere gelsin. Benden daha uygun bir hayat sürsün diye bekliyor. Üniversiteyi bitiriyor, işsiz. Baba işsiz, evlat işsiz. Nereye kadar?
‘Toplumun dikkatini öbür yerlere çekiyorlar’
Bu toplum bunları aşmak zorunda, bir arada aşmak zorundayız. Lakin toplumun dikkatini öbür yerlere çekiyorlar. Nasıl çekiyorlar? Kimlik üzerinden siyaset yapılıyor, yanlış. Kimlik üzerinden siyaset yapılmaz. Neden? Ben anne ve babamı seçme hakkına sahip miyim, siz anne ve babanızı seçme hakkına sahip misiniz? Her birimizin kimliği kendi onurudur. Siyaset konusu bu değildir. İnanç, herkesin bir inancı var. İnanca hürmet göstermek gerekir. Her inanca hürmet göstermek gerekir. İnanç da siyaset konusu olmaz. Ömür usulü da siyaset konusu olamaz. Siyaset konusu nedir? İş bulamıyorsanız siyasetin sıkıntısıdır bu. Bulunacak. Bulamıyorsanız siyasetin sıkıntısıdır.
‘Hak teslim edilecek’
Az evvel gelirken pankart açmışlardı. Koca bir apartmanı kamulaştırmak istiyorlar. 1 milyon 500 bin liraya. 10 daireye 1 milyon 500 bin lira veriyorlar. Bunlarda akıl yok ki ya. Vicdan yok. 10 daireyi 1 milyon 500 bin liraya kamulaştıracaksın, ne olacak? Nereye gidecek bu? Böl 10’a, nasıl alacak yeni bir daire? Demir, çimento fiyatından bunların haberi yok. Bunların ne yaptığı belirli değil. Ancak gelirken lider not verdi. İnşallah çözeceğiz. Herkesin rahat oturabileceği, hak teslim edilecek. Devletin temeli adalettir. Hakkı teslim etmektir. Adalet, yalnızca mahkeme salonlarında olmaz. Komşusu açken, ona yemek götürdüğünüz vakit; adaleti tecelli ettirmiş oluyorsunuz. Meraklanmayın, kamulaştırma ile ilgili şunu söyleyeyim. Şayet erken yaparlarsa, hukuk dayanağı isterseniz size en kıymetli hukukçuları ve avukatları bulacağım. Hiçbirisine para ödemeyeceksiniz. Sizin hakkınızı size teslim edeceğiz. Hiç kimsenin hakkı elinden zorla alınamaz.
Ben gayret edeceğim, biz daima birlikte çaba edeceğiz. Çaba ederken de en büyük dayanağı sizden alacağım. Ben takviye verdiğiniz sürece kim haksızlığa uğradıysa bu kardeşinizin onun yanında olduğunu sakın unutmayın. Zira haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Haksızlığa karşı bir arada çaba edeceğiz. Bir konutta 5-6 kişi işsizse, bir diğer yerde bir, iki, üç yerden değil beş, altı yerden maaş alıyorsa, olmaz. Adaletsizlik olur o vakit. Oradan alacağız, buraya vereceğiz. Haksız yere parayı alandan alacağız hakkı olana teslim edeceğiz. Ne diye yapacağım bunu? Sizler, bu ülkenin evlatları için.
‘Kaybetmek yok bizim kitabımızda’
Bu millet rahat ettiği, her meskende huzur olduğu, komşuların bağları güzel olduğu, insanların birbirlerine selam verdiği sürece biz de rahat ederiz. Kutuplaştırıyorlar, bundan çıkmaz zorundayız. Kutuplaşmayacağız, arbede etmeyeceğiz. Helalleşmek dedim. Niçin helalleşmek dedim? Ya artık hengame etmekten bıkmadık mı? Bu millet bıkmadı mı? Kısır tartışmalardan bıkmadı mı? Birbirimizi ötekileştiriyoruz. Vay senin kimliğin bu türlü, şöylesin, seni ömür biçimin bu türlü şöylesin. Bunları bırakacağız Allah’ın müsaadesiyle. Bu ülkede herkesin kazandığı, ülkenin cadde ve sokaklarında özgürce gezdiği hoş bir Türkiye’yi inşa edeceğiz. Altı önder beraberiz. Birlikte kazanacağız. Kaybetmek yok bizim kitabımızda kazanmak var. Kazanmak. Tekrar kazanacağız. Türkiye’yi yine inşa edeceğiz. Adaleti, devlette liyakati tekrar getireceğiz. Çürüyen yapıyı kesinlikle ve kesinlikle kurtaracağız. Yapı çürümeyecek. Devlet vatandaşına hizmetle vazifelidir. Devlet dediğiniz kurum elinde sopası vatandaşının başına vuran değildir. Devlet vatandaşını dinlemek zorundadır. Kaygısı nedir anlamak zorundadır.
‘Ekmekle ilgili konuşma yaptı, vay efendim artık hapiste’
Bir sivil toplum örgütünün lideri ekmekle ilgili konuşma yaptı. Vay efendim artık mahpusta. Onun hakkını ve hukukun kim arayacak? Bu kardeşiniz arayacak. Siyasi niyetinden dolayı mahpusa atılanlar var. Bir insan kanısından dolayı mahpusa atılır mı? Herkesin bir kanısı var. Büyük Yaradan demiyor mu? Aklınızı kullanmıyor musunuz diye soruyor. Kur’an’da birden fazla yerde söylüyor. İnsanoğlu aklını kullanacak. Artık aklını kullanan, gerçek söyleyeni dokuz köyden kovacaklar, alacaklar sen niçin bu türlü söyledin diye. Bu kardeşinizin kelamı var, dokuz köyden kovsalar 10’uncu köye gideceğim.
Çocuk doğduğu andan itibaren vergi öder. Mama alırsınız, bez alırsınız, su içirirsiniz vergi ödersiniz. Elektrik düğmesine bastığınız vakit beş, musluğu açtığınız vakit dört çeşit vergi ödersiniz. Nereye gidiyor bu vergiler? Neden bu ülkede anneler evlatlarının karnını rahat doyuramıyorlar? Bir anne evladının karnını doyuramıyorsa o annenin çektiği acıyı sarayda yaşayanlar biliyorlar mı? O dramın ne olduğunu biliyorlar mı? Bir eli yağda, bir eli balda olacak. Millete bak bir de. Nasıl yaşadığına bak bakalım. İşsizliğe, sefalete, hayat biçimlerine bak bakalım. Bunları unutmuş vaziyetteler. Fakat biz bunları unutmayacağız.
Öyle beşli çeteler var, ortaya adam koydular, benimle görüşecekler, olur ya Kılıçdaroğlu gelirse efendim bize hesap sorar mı diye. Adalet içinde, devlet zulmetmez. Birisinin hakkı yenmişse, ondan alacaksınız, adalet içinde haksızlığa uğrayana teslim edeceksiniz. Çetelerden de hesap soracağız. Beşli çeteler, onlu çeteler. Beşli çeteler, onlu çeteler. Bunlardan da hesap soracağım. Adalet için ne gerekirse tamamını yapacağız.
‘Aday ne olacak ki, Ali olur Veli olur’
Altı önder bir ortadayız. Görüşlerimiz farklı olabilir. Demokrasi, adalet konusunda beraberiz. Oturacağız ve karar vereceğiz. Şu soru gelebilir aklınıza. ‘Neden Cumhurbaşkanı adayınızı çabucak belirlemiyorsunuz’ diye. Hayır efendim. Evvel bir hükümet programının ortaya çıkması lazım. Bizim neleri yapacağımızı millete anlatmamız lazım. Olay bir Cumhurbaşkanı olayı değildir. Olay Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tekrar ayağa kalkması olayıdır. Birlikte inşa edilmesi, tekrar inşa edilmesi olayıdır. Siz iktisatta ne yapacağınızı anlatmazsanız, adaleti nasıl sağlayacağınızı söylemezseniz, işsizliği nasıl önleyeceğinizi söylemezseniz. Teknoloji ihtilalini nasıl sağlayacağınızı söylemezseniz, o vakit neyi yapacaksınız? İlla bir aday olsun. Aday ne olacak ki ya? Ali olur, Veli olur. Lakin siz memleketi ayağa nasıl kaldıracağınızı söylemeniz lazım.
Uzun yıllar devam eden toplumsal barış sıkıntımız var. Bu toplumsal barışı nasıl sağlayacağınızı söylemeniz lazım. Artık kâfi, değil mi? Arbedeye son vermek gerekmiyor mu? O vakit oturup, konuşmamız lazım. Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçerken yeni bir yol haritasını nasıl yapacağımızı konuşmamız lazım. Millet bunların hepsini bilecek. Vaat ettiklerimizi bilecek… Ondan sonra bir Cumhurbaşkanı adayı belirleriz. Değerli olan, var olan yapıyı değiştirmektir. Darbe hukukundan arındırmaktır. Haksızlıklara karşı durmazsanız bu iş yürümez. Adaletsizliğin olduğu yerde devlet olmaz. Bunu yapacağız ve bunun hengamesini veriyoruz.”