Eski İdeal Ocakları Genel Lideri Alaattin Aldemir, sokakta uğradığı silahlı hücum sonucu hayatını kaybeden eski Dava Ocakları Genel Lideri Sinan Ateş’in vefatının akabinde MHP’nin sessizliğinin ve cinayete ait savların ülkücü toplulukta bir kırılma ve infial yarattığını söyledi.
T24’ten Candan Yıldız’a konuşan Aldemir, “Şu an MHP’nin yahut Uygun Parti dışında eski davacılar bir ortaya gelmişler ve kendileri bağımsız bir cumhurbaşkanı adayı belirlemeye çalışıyorlar. Bağımsız bir cumhurbaşkanı adayı. İmza kampanyası yapılmış. 260 bin imza toplanmış” dedi.
Aldemir, kelam konusu adayın Millet İttifakı’nın adayını açıklamasından sonra ilan edileceğini söyledi.
Yeni kuşak davacıların ve Türk milletçilerinin ‘devletin kutsal’ sayıldığı anlayışından çok ferdî tavır sergilediğini ve bunun da ülkücü hareketi dönüştüreceğini söz eden Aldemir, “‘Başka bir ülkücülük mümkün’ diyerek ‘lider-teşkilat doktrini tartışılmaz’ bu mevzuda ben de kendimi hatalı hissediyorum niçin tartışılmasın. Her şey tartışılabilir” sözlerini kullandı.
‘ÖZELEŞTİRİ YAPMALIYIZ’
Aldemir, Türk milletçiliğinin de özeleştiri vermesi gerektiğini belirterek “Hrant Dink cinayeti dahil siyasi cinayetler konusunda sustuğumuz için özeleştiri yapmalıyız” dedi. Aldemir şöyle dedi:
“Sol yaşadıklarından bir unsur çıkarmış, çok onurlu bir duruş. Bizim yapamadığımızı onlar bize bir el uzatmış. Biz bu eli sıkmak zorundayız. Şiddete, iftiraya başvurmadığımız sürece her şeyi tartışabiliriz. Neden korkuyoruz? Hablemitoğlu Türkçüydü ona da sahip çıkamadık. Tahir Elçi’ye de sahip çıkmak zorundayız. Türküm demeyenin de bu ülkede keyifli olmasını sağlamalıyız. Daha insan merkezli, insanları kutsallara ve kavramlara kurban etmeyen bir ülkücülük mümkün”
‘BARIŞ İÇİNDE YAŞAMAYA BAKMAMIZ LAZIM’
Sinan Ateş cinayetinin ülkücü toplulukta bir şuur sıçraması yaratacağını ve bunun birinci yansımalarının sandıkta görüleceğini lisana getiren Aldemir, “Yeni jenerasyon analitik düşünüyor, her şeyi sorguluyor ve neyi istemediğini çok uygun biliyor. Bu insanların artık öne çıkacağını düşünüyorum. Barış içinde nasıl yaşarız, Türkiye’nin ikinci yüzyılını yeni bir toplumsal kontrat ile nasıl inşa ederiz. Buna bakmamız lazım” dedi.